Her şeyin bir anahtarı vardır. İlmin anahtarı ise soru sormaktır.

“Niçin?” diye sormak bir yere ulaştırmaz, “Nasıl?” diye sorun.

Soru sormak, aklı başında insanlara yakışmaz.

Her beşik içindekine sorar; «nereden? ve her kefen sorar «nereye?

Yanıt, sorunun açtığı pencereden görünür.

Soru sormak için, bilgi sahibi olmak gerekir.

Bir adamın sorusundan, onun aklının derecesi anlaşılır.

Sormak, cevap vermekten daha kolaydır.

Bana soru sorma ki, sana yalan söylemeyeyim.

Sormaktan utanan insan, öğrenmekten korkuyordur.

İmam-ı Gazali’ye sordular; “Bilgide bu dereceye nasıl ulaştın?” o da “Bilmedik lerimi, çekinmeden sormakla” dedi.

Sorma ki bilsin sorsa bilirdi, bilmez ki sorsun bilse sorardı.

Sorulmayan soru, en önemli sorudur.

Bir sual soran beş dakika müddetle bilgisiz görünür, sual sormayan ise ilelebet bilgisiz kalır.

Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı sorular sorurlar.

Soru sormak, zannedildiği kadar kolay bir hüner değildir.

Sanıyor musun ki,sormadan bir şey öğrenebilirsin..ve sanıyor musun ki, susup durmakla bilgisizliğin geçer. yanılıyorsun..durma sor.

Kalkacağın yere oturma,sorulmayan soruyu cevaplama, istenmeyen bir şeyi verme.

Soru sormak için, bilgi sahibi olmak gerekir.

Bir adamın sorusundan, onun aklının derecesi anlaşılır.

Sorulmayan soru, en önemli sorudur.

Sormaktan utanan insan, öğrenmekten korkuyordur.

Bana soru sorma ki, sana yalan söylemeyeyim.

“Niçin?” diye sormak bir yere ulaştırmaz, “Nasıl?” diye sorun.

Herhangi bir bireyin doğru yanıtı bulması önemli değildir. Önemli olan her bireyin bu durumu “gözlemesi”, “merak etmesi” ve “yanıt araması” dır.

Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı sorular sorurlar.