İnsan ruhunun en az sabredebildiği şey, saadettir.

En büyük saadetler, büyük ve acı felâketlerin neticesidir.

Gerçek mutluluğun çekingen bir tabiatı vardır, debdebeye, gürültüye düşmandır.

Mutluluk, elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır.

Sizden daha mutlu kimseler yanında, mutluluğunuzdan konuşmayınız.

Mutluluğu engelleyen şeylerden biri, hayattan çok fazla mutluluk beklemektir.

Erkekte akıl ve hikmet, kadında sabır ve yumuşak başlılık, ailede saadeti sağlayan başlıca hasletlerdir.

Mutluluk, paylaşılmak için yaratılmıştır.

Kuru mutluluk; yavan ekmeğe benzer, insan doyar ama yemek yemiş olmaz.

En büyük mutluluğun bile peşinde ve izinde bir gölge, hoşa gitmeyen “ama ya?” dolaşır.

Az mutluluk, çokla didişmekten iyidir.

Mutluluğun kapısı kapandığı anda, bir başka mutluluk kapısı açılır. Ama maalesef biz, kapanan kapının üzerinde durmaktan, açılan kapıyı fark etmeyiz bile.

Mutluluğunuz size düşman kazandırır, felâketiniz ise dostlarınızı uzaklaştırır.

Saadeti tatmanın yegâne yolu onu paylaşmaktır, çünkü saadet ikiz doğar.

Mutluluk, atlattığımız felaketlerden oluşur.

Ne kadar erkek tanırım ki, bir yarışa çıktığında ona ilk çelmeyi karısı takmıştır… Yere düşen erkek değil, saadettir.

Dünyada saadet sazını, telini kırmadan çalan var mıdır acaba?

Bir insanın mutluluğu, odasının duvarları arasındadır.

Mutluluk arada bir görünür, tıpkı güzellik, iyilik gibi.

Mutluluk, tüm duygularımızla beslenmek demektir.

Mutluluk demek, belki de pişmanlık duymamak demektir.

Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda aranır.

Bütün mutluluklar, çalışmaya ve cesarete bağlıdır.

İnsanları sevmeyi öğrenmek, gerçek bir mutluluktur.

Mutluluk, aşkı tattırır.

Mutluluğa ancak, aranmadığı zaman ulaşılır.

Mutluluk malda değil, candadır; İnsan ancak canı çektiği şeyi elde etmekle mutlu olur, yoksa başkalarının hoşuna giden şeye sahip olmakla değil.

Mutluluk, iyi bir sağlık ve kötü bir hafızadan başka bir şey değildir.

Mutluluk bir tekerlek gibi döner. Kimini yukarı çıkarır, kimini aşağıya düşürür.

Saadetle güzellik, devamlı olarak birleşmezler.

Mutluluğu ara, sakın ondan vazgeçme.

Sizden daha mutlu kimseler yanında, mutluluğunuzdan konuşmayınız.

Saadeti ihtiraslarda değil, kendi kalbinizde arayın. Saadetin kaynağı dışımızda değil içimizdedir.

Mutluluk, içimizdeki çocuğun gülümsemesidir.

Mutluluk; gerçek güzelliklerin içinde doğanların değil, çirkinliklerin bile güzel yanlarını keşfedebilecek kadar güzellik kâşifi olanlarındır.

Mutluluk, saman alevi gibidir.

Mutluluk kimine göre samanlıkta iğne;kimine göre ise samanlıktaki saman gibidir.

Topal bir postacı bile, size saadet getirebilir.

İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir.

Bir insanın mutluluğu, odasının duvarları arasındadır.

Kiminin içtendir mutluluğu, kiminin dıştan.

Başkasının kölesi olmayan ve başkasını kendine köle etmek hırsına kapılmayan bir kimseye ne mutlu.

Mutluluk, doğanın bize satabileceği en pahalı maldır.

Mutluluğa asla inanmadım.

Mutluluk, güzel görünmemizi sağlar ancak güzellik her zaman mutluluk getirmez.

Kimsenin seni üzemeyeceği kadar güçlü olduğunda ve sen kimseyi üzmeyecek kadar iyi olduğunda; mutlusun

Mutluluğun ya da bahtsızlığın en yüksek ifadesi, çoğu zaman susmaktır.

Dünyada herkese yetecek kadar mutluluk yoktur.

Az mutluluk, çokla didişmekten iyidir.

Bu ölümlü dünyada, mutlak bir mutluluk yoktur. Her mutluluk kendi içinde bir zehir taşır ya da, dışından gelen bir zehirle zehirlenir.

Mutluluk daima yakınımızdadır, yakalamak için çoğu zaman elimizi uzatmak yeter.

Saadetle güzellik, devamlı olarak birleşmezler.

Kiminin içtendir mutluluğu, kiminin dıştan.

Mutluluk çok yakınımıza gelse bile onu göremeyiz, daima onunla insan arasında bir sis tabakası bulunur.

Mutluluğu ihtiraslarda değil, kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil, içimizdedir.

Mutluluk gibi, şan ve şerefi de dışarı da bekleme. İçinden bir ses sana, “aferin” desin yeter. Gerçek nişan; göğsün dışına değil, içine takılır.

İnsan, kendi saadetinin mimarıdır.

Mutluluğu ara, sakın ondan vazgeçme.

Mutluluk, içimizdeki çocuğun gülümsemesidir.

Aklı başında olan bir insan, mutluluğu beraberinde taşır. Çünkü dünyada iyilikten ve güzellikten başka hiçbir şey görmez.

Mutluluğu ifade edecek, kelime yoktur.

Mutluluğa tahammül etmesini bilen bir adama karşılık, felâkete tahammül edecek yüz adam vardır.

Her saadette eksik bir şey vardır.

İnsana yalnız keder, acı batar da, mutluluğumuzu fark edemeyiz.

En büyük saadetler, büyük ve acı felâketlerin neticesidir.

Mutluluk; bizi zorlayan kadere karşı kazanılan zaferlerin en büyüğüdür.

Mutluluk nedir, bilen var mı?

Mutluluğun değerini, onu kaybettikten sonra anlarız.

Mutluluk, elin erişebileceği çiçeklerden bir demet yapma sanatıdır.

Saadet; bütün insanların yüzünü bir kere görmek için, ömürleri müddetince arkasından koştukları bir kuştur.

Şarkı söyleyen bir demirci, hırçın ve sinirli bir milyonerden daha mutludur.

Sizden daha mutlu kimseler yanında, mutluluğunuzdan konuşmayınız.

Hayatta hiçbir büyük mutluluk, felâketsiz gelmez.

Dünyada saadet sazını, telini kırmadan çalan var mıdır acaba?

Mutlu olmak için üç şey gereklidir: Bir şey yapmak, bir şey sevmek, her zaman bir şey ümit etmek.

Mutluluk, saman alevi gibidir.

En büyük saadetler, büyük ve acı felâketlerin neticesidir.

Mutluluğa yenilmemek, büyük bir mutluluktur.

Mutluluğumuzun bir bölümünü, az çok işe yaradığımızı gösteren iyiliklerimizden sağlarız.

Mutluluk arada bir görünür, tıpkı güzellik, iyilik gibi.

İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır.

Saadetlerini hep başkasının evinde arayanların kendi evlerinde saadet yoktur.

Mutluluk insanın gözbebeğindedir. Nasıl bakarsan öyle görürsün dünyayı.

Saadet gibi, şeref ve şanı da başkasın dan bekleme. İçinden gelen bir ses sana “aferin” desin yeter. Gerçek nişan göğsün dışına değil, içine takılır.

İnsanlar çok kere burnunun üstündeki gözlüğü arayan dalgınlar gibi mutluluklarını arayıp dururlar.

Gerçek mutluluk, gecenin karanlığında güneşi pencerene çizebilmektir.

Başkalarına mutluluk sağlayabilen adam, mutludur.

Mutluluk; kimsenin bilmediği fakat herkesin arzuladığı, erişilmesi güç bir hayal gibidir.

Bir insanın mutluluğu, odasının duvarları arasındadır.

İnsan ruhunun en az sabredebildiği şey, saadettir.

En büyük mutluluğun bile peşinde ve izinde bir gölge, hoşa gitmeyen “ama ya?” dolaşır.

Geç gelen mutluluk, acı ve gücendirici bir şeydir.

Mutluluğu ihtiraslarda değil, kendi yüreğinizde arayın. Mutluluğun kaynağı dışımızda değil, içimizdedir.

Bir insanın mutluluğu, odasının duvarları arasındadır.

Mutluluk, atlattığımız felaketlerden oluşur.

İnsanın mutluluğunun temeli hak ve adalet konusunda toplanır. Bir insana yapılan haksızlık bütün toplumu yaralar. Hak ve adalet hissi bireylerden başlamalıdır. Ve insan, bireyin mutluluğunun kendi mutluluğu için şart olduğuna inanmalıdır.

Saadet, içtimai bir ideal arkasında koşmakla istihsal edilir.

Mutluluklarını hep başkalarının evinde arayanların, kendi evlerinde mutluluk yoktur.

Mutluluğa tahammül etmesini bilen bir adama karşılık, felâkete tahammül edecek yüz adam vardır.

Mutluluk bizim dileğimizle, Tanrı'nın bizim için şeyin bir araya gelmesinden doğar.

Mutluluklar, hizmet ve iyiliklerin altındadır.

Mutluluğun kapısı kapandığı anda, bir başka mutluluk kapısı açılır. Ama maalesef biz, kapanan kapının üzerinde durmaktan, açılan kapıyı fark etmeyiz bile.

Mutluluk insanın gözbebeğindedir. Nasıl bakarsan öyle görürsün dünyayı.

İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır.

Mutluluk nedir, bilen var mı?

Erkeğin mutluluğu “istiyorum” dur, kadının mutluluğu ise “istiyor”dur.

Saadetle güzellik, devamlı olarak birleşmezler.

Mutluluğun kapısı kapandığı anda, bir başka mutluluk kapısı açılır. Ama maalesef biz, kapanan kapının üzerinde durmaktan, açılan kapıyı fark etmeyiz bile.

Mutluluk; maddi sevinçlerden oluşsaydı, çayıra koşan öküzleri mutlu saymamız gerekirdi.

Hangi iş olursa olsun, sen onu tatlı dille karşıla; her işte tatlı dil kullanırsan, saadet sana bağlanır.

Mutluluk, aşkı tattırır.

Mutlu olmak için uğraş vermelisiniz. Mutluluğa, iş, para ya da aşkla ulaşılmaz. Mutluluk sizinle kendiniz arasında bir meseledir.

Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda aranır.

İnsan kendi yoğunluğunu arar, mutluluğunu değil.

Yirmi dört ayar mutluluk yoktur, üstelik dert de değildir.

Biraz düşünelim; çoğumuzun mutluluğunda, biraz mutsuzların hakkını yememizin payı yok mu?

Mutluluğu engelleyen şeylerden biri, hayattan çok fazla mutluluk beklemektir.

Saadet, sabaha karşı göklerde doğan bir yıldızın ömrü kadardır.

İnsanın beklemekte olduğu mutluluk, tatmakta olduğu mutluluktan daha güzeldir.

Mutluluk, insanı bencil yapar.

Mutluluk, aşkı tattırır.

Mutluluk bile haddini aşarsa, azap olur.

Mutluluk; gerçek güzelliklerin içinde doğanların değil, çirkinliklerin bile güzel yanlarını keşfedebilecek kadar güzellik kâşifi olanlarındır.

İnsanlar çok kere burnunun üstündeki gözlüğü arayan dalgınlar gibi mutluluklarını arayıp dururlar.

Pek çokları mutluluğu, insandan daha yüksek yerde ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk, bir insan boyu hizasındadır.

Mutluluk, normal şeylerden tat almaktır.

Mutluluk o kadar çok parçadan oluşur ki, içlerinden daima bir kaçı eksiktir.

Saadeti tatmanın yegâne yolu onu paylaşmaktır, çünkü saadet ikiz doğar.

Bazı mutluluklar; dış yüzü iyi, içi yıkık bir binaya benzer.

Mutluluk, herkesin hayatından bir kere geçer.

İnsan, kendi saadetinin mimarıdır.

İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır.

Yirmi dört ayar mutluluk yoktur, üstelik dert de değildir.

Durmadan saadeti düşünmek, insanı bedbaht eder.

Mutluluk, içimizdeki çocuğun gülümsemesidir.

Mutlu olmak istiyorsan, kendini başkalarıyla karşılaştırma.

Mutluluk, güzel görünmemizi sağlar ancak güzellik her zaman mutluluk getirmez.

Dünyada herkese yetecek kadar mutluluk yoktur.

Her mutluluk, ölüme mahkûmdur.

Bir kimsenin mutluluğu, bir başkasının elindedir.

Mutluluğa ancak, aranmadığı zaman ulaşılır.

Mutluluğa kavuşunca, her şeyini kullanma.

Hangi iş olursa olsun, sen onu tatlı dille karşıla; her işte tatlı dil kullanırsan, saadet sana bağlanır.

İnsanları ne kadar mutlu ederseniz, kendi mutluluğunuz o kadar artar.

Herkes mutluluktan bahseder ama pek az kimse bilir onu.

Saadetlerini hep başkasının evinde arayanların kendi evlerinde saadet yoktur.

Mutluluk yelpaze gibidir, rüzgârı estirmek elimizdedir.

Gerçek mutluluk; yaptığımız iyiliğin karşılığını beklemeden, duyduğumuz mutluluktur.

Eksiksiz bir mutluluk; ya hiç gelmemiş, ya da elden kaçıp gitmiştir.

Akıllıların mutluluğu susmak, cahillerin mutluluğu da unutmaktır.

İnsanları sevmeyi öğrenmek, gerçek bir mutluluktur.

Topal bir postacı bile, size saadet getirebilir.

Herkes kendi mutluluğunun demircisidir.

Saadetle güzellik, devamlı olarak birleşmezler.

Susuz çiçek açmaz, sevgisiz mutluluk olmaz.

Mutluluk o kadar çok parçadan oluşur ki, içlerinden daima bir kaçı eksiktir.